Sosyal Medya

Makale

‘Çukur’laşanlar karşısında söz söylemenin dayanılmaz ağırlığı

Kendisi gibi süflî deÄŸerlere sahib olanların lideri olan bir politikacı, kelimelerle ifadesi mümkün olmayan bir seviyesizliÄŸi sergiledi ve Hükûmet’te Bakan olan bir doktor hanımefendi için, ‘ÅŸerefsizlik, alçaklık’  gibi nitelemelerle bile geçiÅŸtirilemiyecek derece utanç verici ve kendi iç dünyasının süflîliÄŸini ortaya koyan sözler etti.

Yazık ki, onun partisinden ve onun iradesiyle m.vekili seçilmiÅŸ onlarca hanım m.vekili de, ‘O sözde ne varmış?’ bile diyebildiler, liderlerinin yanında aynı durumda oldukları ifade edercesine..

Bu ‘taife-i laicus’, rahmetli Necîb Fâzıl’ın bu gibiler konusundaki ifadesiyle, ‘alçak’ bile deÄŸildirler. Çünkü alçaklık bile bir seviye ifade eder, bunlar Ã§ukur yaratıklar! Bu kiÅŸi, yıllar önce de, bir konuÅŸmasında, siyasî rakibinin annesine hakareti imâ eden çok ÅŸerefsizce bir lafın yarısını söylemiÅŸ ve gerisini, kendisyle birlikte kahkahalara boÄŸulan Ã§ukur tarafdarlarının anlayışına bırakmıştı.

***

Bu kiÅŸinin liderliÄŸe getirildiÄŸi bir rezalet sonrasında, lideriyle birlikte’liÄŸinin isbatlandığı iddia olunan ve liderinin istifasıyla noktalanan bir videodan sonra, o rezaletin bir tarafında yer aldığı ileri sürülen ve bunu reddetmeyen bir m.vekili  ‘bayan’a, ‘M.vekilliÄŸinden istifa edecek misiniz?’ diye sorulduÄŸunda, ‘Ben bu noktaya gelinceye ne fedakârlıklar yaptım.. Niye istifa edeyim ki!’ demiÅŸti. Åžimdi de o taifenin 15-20 kadar hanım m.vekili bir araya gelip, kendilerini m.vekili yapan kiÅŸiye olan şükran borçlarını ödemek için, yaptıkları açıklamada ‘Ne var ki o sözde..’  demiÅŸler.

Seviyeli insan, sürç-ü lisan etmiÅŸse veya hata ettiÄŸini anlarsa hatasını itiraf eden; samimî olarak özür dileyebilen insandır.

***

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, o kiÅŸinin sergilediÄŸi bu alçaklıktan sonra, ‘Ben onu adam yerine koymuyorum.’ diyerek hışmını dile getirdi. Buna raÄŸmen, gelecekte,  onunla -siyaset gereÄŸi- görüşmesi gerektiÄŸinde, yüzünden pek eksik olmayan tebessümünü umarım, ona göstermez.

Tayyib Bey, o kiÅŸinin seviyesiz saldırıları bitmez-tükenmez boyutlara eriÅŸince.. ‘Ben artık o kiÅŸiyle selamlaÅŸmam, el de sıkışmam..’ demiÅŸti, Ocak ayının ortasında.. Ve dediÄŸini de ilk karşılaÅŸmada, Mustafa Koç’un cenazesinde sergilemiÅŸ ve herkesin elini sıkarken, onun önünden görmezlikten gelerek geçmiÅŸ ve onun suratı da deprem görmüş kasabaya dönmüştü.

***

Sözkonusu kiÅŸi, Adapazarı’nda konuÅŸmuÅŸ, 9 Nisan günü.. ‘Bize din düşmanı diyorlar..’ diye yakınıyor. ‘Diyanet’i biz kurduk. Ä°lahiyat Fakültelerini biz açtık. Kur’an’ı Hamdi Yazır’a kendi parasıyla Atatürk tercüme ettirdi..’ vs. gibi lafları sıralamış.. Bu arada, ‘dini siyasete âlet edenler alçaktır..’ gibi laflar etmiÅŸ.. Evet, aynen öyledir ve kendisinin de o sözün neresinde yer aldığını da, düşünmelidir.

Amaniiiin, ne kadar dindar olmuÅŸ, bu kiÅŸi.. KeÅŸke, olabilse.. Ä°nancı siyasete âlet etmeyen ve inancın sahtesini deÄŸil, gerçeÄŸini yaÅŸayan birisi olmasını cân’u gönülden ve elbette isteriz.. Hattâ, Ä°mam-Hatib’leri de 1949 yılında, BaÅŸvekil Åžemseddin Günaltay açmıştı.

Niye biliyor musun? 27 yıllık Tek Parti diktatörlüğü dönemini, Prof. Nihad Erim ve Prof. Tahsin BanguoÄŸlu’nun hazırladıkları raporda şöyle açıklanmıştı: ‘Bu gidiÅŸle cenazeleri kaldıracak kimse bile kalmıyacak.. Bu durum, inkilablarımızı toptan tehlikeye düşürür..’  

‘Kemalizm, türkün dinidir..’  denildiÄŸini dönemleriniz bay KK..

O kiÅŸinin Dersim’e nasıl ‘tenkil’ uyguladığını ise, hatırlamak bile istemeyip, hâlâ zâlimleri cilâlıyorsun.

***

Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur’an’ı tercüme ettirenin niçin öyle yaptığını da, bize inanmazsın belki, UÄŸur Mumcu’nun (19 Haziran 1990 günü, Cumhuriyet’te yazdıklarından ve sonra da PaÅŸalar Kavgası’ isimli kitabından oku..): ‘AraboÄŸlunun yâvelerini (saçmalıklarını) türkoÄŸullarına öğretmek için Kuran’ı türkçeye tercüme ettireceÄŸim ve böylece? de okutturacağım, ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler!’ 

Anladın mı bay KK!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.